der der birileri

"ön yargı" ("peşin hüküm", "peşin fikir" olarak da bilinir), semantik olarak oldukça isabetli ve esasen özünde olumlu bir sözcük. önden gelen yargı. yani öncül, ilk ve çaba sarf etmeksizin gelen anlayış ve bu anlayışın kişisel bir sentezinden elde edilen fikirsel ürün.  

daha ne olsun? 

bu açıdan, aynı zamanda kaçınılmazdır ön yargı çünkü yeni bir durumla karşılaşan insanın ilk bakışta bazı sezi, farkındalık ve çıkarımları olmaması düşünülemez.  "yargı" bir değerlendirmeden ibarettir. olumlu ya da olumsuz olabilir. ancak, "ön yargı" bağlamında kastedilen yargı, uzun uzadıya analizler ve incelemeler sonucunda varılan bir hükmü ifade etmez; aksine "ön yargı"ya özelliğini veren onun anlık ya da görece kısa süreli düşünsel bir süreç sonunda ulaşılan bir fikir olmasıdır. 

dolayısıyla peşinen edindiğimiz fikirler, kaçınılmaz olarak algıladığımız birtakım hususların biz farkında bile olmadan, irade dışı değerlendirilmesidir. bir bakmışız orada. hem iyi ki de orada çünkü peşin hükümlerimiz sayesinde çoğunlukla 1 hatta 2, 3-0 önde başlarız hayata. çoğu zaman anlamak için vakit harcayacağımız birçok konuda halihazırda bir fikrimiz olur bu sayede. üstelik bunlar öyle rastgele fikirler de değildir; genelde deneyimlerimizden özütlediğimiz birtakım sınıflandırmalara uygun, yani gerçeğe oldukça yakın ve somut çıkarımlardır bunlar. yanılma payı ise her durumda mevcut. 
 
buna rağmen, ön yargının neden bu kadar "tü kaka"landığını anlamak zor değil. söz konusu öncül fikirlerinin davranışlarını körü körüne güdümlemesine izin veren insanın sürekli bir yanılgı içerisinde olmasından başka dış dünya ile arasındaki gerçeklik perdesinin de sıyrılması söz konusu olur. tamamen kendi yargılarından kurulu bir dünyada yaşayan kişinin somut gerçekliği algılama ve kabul etme yetileri aşınır. bu onulmaz inatçılık değil midir bütün radikalliklerin, partilerin ve mezheplerin menşei?  

Yorumlar