ahkam

yazmak gülünç bir avuntu.
yalnızca sancılı yalnızlıklar çekerken konuşamadıklarını söylemiş olmak için başvurduğu insanın..

konuşamadıklarını diyorum çünkü işteştir konuşma eylemi, ve
söylemiş olmak için dedim çünkü muhatabı olmayan tümcelerin taşıdığı anlamın ne anlatılmaya ne de açıklanmaya lüzumu vardır..

yazan birinin bunu kabullenmesi ise gururunun çıkılabilir en yüksek noktasından atlayarak acizliğinin inilebilir en derin noktasına ayak basmaktan farksızdır.

dilin infazı, düşüncenin de suskunluğa mahkumiyetidir. bürüneceği bir ifadeyi aramayan hiçbir sözcük belirmez insanın zihninde. asla dile getirilmeyecek birtakım tümcelerin düşünülmesi de anlamsızlaşır ve düşünce daralır. anlam uzanımı daralan sözcüklerin insan idesiyle kesiştiği noktalar da sayıca azalır. sonuçta bağlamlarını yitiren sözcükler ıssızlaşır ve tahayyül kuvveti daralır. tahayyül edilemeyen hiçbir şey gerçekleştirilemez.

anlamın yitmesi kelimenin düzlem kaybıdır. 

anlamlarını yitiren insan geleceğin barındırdığı ihtimalleri daraltır.

geleceğinden yitiren insanın bugünü de anlamsızlaşır.

sonrası izahtan varestedir.