Şanssızlık tutanağı
Hayatımızda hiçbir şeyin düzgün gitmediği zamanlarda dünyadaki bütün kötülüklerin bizim başımıza geldiğine inanırız. Aslında onunla yaşamaya alıştığımız şeyler bile böyle zamanlarda büyük şanssızlıklar ve külfetler dağı olarak büyür büyür büyür gözümüzde. Öylesine büyür ki hatta bütün şanssızlıkları atlattıktan sonra kendimizle baş başa kalıp ne kadar şanssız olduğumuzu, başımıza gelenleri nasıl atlattığımızı, nelerin yaşanıp bittiğini düşünmeye başladığımız o an, hiçbir şeyle alakası olmayan bir fikre; bir söze, belki düşen bir yaprağa oturup ağlamaya başlarız. Hem de öyle bir ağlama ki ciğerimiz sökülür, gözlerimiz önümüze akarcasına. İşte böyle zamanlarda gerçekten şanssız olduğumuz, bir şeyleri yanlış yapmış olmaktan dolayı cezalandırıldığımız ya da lanetlenmiş falan olduğumuzdan mı tüm bunlar durduk yere başımıza gelmeye başlar yoksa aslında şanslı olduğumuz için o an başımıza gelebileceklerin daha kötülerinden korunmuş ve iyi kötü bütün şanssızlıkları başımızdan bir şekilde ...