shrink

ne zamandı emin değilim. hatırlamadığımdan değil, spesifik bir tarih veya olaya dayandıramadığımdan. sanırım zamanla içine çekildim bu bataklığın. dürüstçe, yalnızca içine çekilmedim üstelik; bile bile adımladım çamuru. aklımda hep şu soru vardı: ya tutarsa? yani, "ya batmazsam?" nedenini kestiremiyorum şimdi. zamanını belirleyemediğim gibi sebebi için de kendim dışında birini suçlamaya çekiniyorum. zor olduğundan değil, hayatım boyunca eylemlerinden başkalarını ya da sair şartları sorumlu tutmakta hiç zorlanmadım fakat bu sefer yalnızca tek bir kişiye veya duruma yükleyebileceğimden daha fazlasına dahil oldum. ne mi demeye çalışıyorum? yani diyorum ki, herhangi bir durumdan ötürü mecbur kaldığım şeyleri yapmadım; veya birinin ardından sürüklenmedim. hayır. aksine, beni mahveden, içten içe çürüten ve boşaltan her olayı tamamen hür irademle ve sonuçlarını bile bile tecrübe etmek istedim. belki de ne kadar alçalabileceğimi, gücümün ne kadarına yeteceğini ya da herhangi bir anlamda kendi sınırlarımı görmek istedim. ya da terapistimin söylediği gibi yalnızca doyumsuzdum. doyumsuzdum çünkü sahip olduğum onca şeyle tatmin olmayı bir türlü bilemedim; çünkü şükretmedim, çünkü olduğundan farklı gördüm, farklı anlattım, çünkü sahip olduğuma değil olamadıklarıma öykündüm; memnuniyet duymadım, tam anlamıyla mutlu olmadım, yetinmedim, kovaladım, aradım, sürekli aradım... çünkü ben çok eskiden beri hep eksiktim. 

Yorumlar