kazık

yazmam lazım bunu. kimseye anlatmaya çalışarak uçmasına izin veremem. 

Klişeler zorunlu olarak klişedir çünkü genelgeçerdirler. Bu yüzden klişe dendiğinde çok da yanlış olmayan, kuvvetle muhtemel, bu yüzden de bayağı ve alışılmış senaryolar kastedilir esasen. Klişenin ifade ettiği anlamsa kişiden kişiye değişebilir; kimine bu bayağılık olumsuzluğu çağrıştırırken kimi risksiz bir seçenek olan klişelerden hoşlanarak bahsedebilir. Ama bu ikinci tür insanlar çoğunlukla içine sürüklendikleri hatayı fark etmezler: klişeler genelgeçer olsalar da asla tam anlamıyla maddi gerçeği koşullamazlar. Yani demek istiyorum ki, kendini "klişe" dediğimiz bir durum içerisinde gören kişi bu durumu alışılagelmiş klişe sonlardan biri ile sonlandırmak zorunda değil; hatta bu "klişe" durum esasen hiç de "klişe" olmayan yalnızca kısa süreli aldatıcı bir dış görünüş de olabilir. 

Mesela, her zaman "bir şehri güzel yapan içindeki insanlardır" deriz hayatın bir noktasında. Herkes bu sonuca varabilir, klişedir, genelgeçerdir, özlemin ve aidiyet duygusunun bir görünümüdür, farkındalıktır vesaire. Ama bunu bir kez düşündü diye, o insanların bulunduğu şehri güzel görmeye mecbur değildir insan. Söz konusu şehir o insanlara rağmen çirkinleşebilir. Ya da bambaşka bir şehir, o insanların hiçbiri olmasa da (belki de sırf yoklar diye) çok güzel olabilir.. 

Bunun gibi, hayatın bir noktasında soluklanmak için bir klişede durur, ya da yolu düşer de denk gelirse insan, asla kendini o klişenin kaçınılmaz koşulluluğuna kaptırmamalı. Çünkü insanın bugünü yarınını koşullamak zorunda değil. Etkiler tabi ki ama şart kılmaz. Hür ve hayatta normal koşullara sahip bir insan istemedikçe hiçbir söz, eylem, taahhüt ya da geçmiş veya bugün o insanın yarınını şart kılamaz. Bu yüzden, "yarın" her zaman bomboş, el değmemiş bir şans insan için. Var olmak için, kendini gerçekleştirmek için, keşfetmek ve sıfırdan başlamak için bir ihtimal, bir şans. Ölümden korkmak için tek geçerli sebep, bu ihtimal. 

Yorumlar